Hamilelikte hormon seviyeleri belirgin bir şekilde artmaktadır. Progesteron seviyesi menstrasyon siklusundaki seviyesinden 10 kat östrojen seviyesi ise 30 kat daha yüksek seviyelerde seyretmektedir. Hamilelikte gözlenen hormon seviyelerindeki bu değişime bağlı olarak tükürük kimyasının değişmesi sonucu diş çürüğü ve dişeti hastalığı oluşma riskide artmaktadır. Bu dönemde ağız hijyen eksikliğine bağlı olarak meydana gelen plak birikiminin ve buna bağlı gelişen diş eti iltihabının (gingivitislerin) hamilelerde, hamile olmayan bireylere göre daha şiddetli seyrettiği görülmektedir.
Yapılan çalışmalarda hamilelikte dişeti hastalığı görülme sıklığının %50 ile %100 arasında değiştiği bildirilmiştir. Bu dönemde dişetlerinde fırçalama esnasında veya kendiliğinden kanama, renk değişikliği yani kızarıklık, şişlik, yumuşama ve hatta hamilelik epulisi olarak adlandırılan lokal dişeti büyümeleri meydana gelebilmektedir.
Bilindiği gibi etkili ve yeterli plak kontrolü tüm bireyler için büyük önem taşımaktadır. Ancak hamilelikte bu konuda çok daha dikkatli olunmalı ve ağız hijyeni işlemine ve maksimum plak kontrolüne özen gösterilmelidir. Doğru, etkili ve yeterli diş fırçalamanın yanı sıra diş ipi ve ara yüz fırçası kullanılarak sadece görülen yüzeylerin değil ara yüzlerde biriken plağın da uzaklaştırılması gerekmektedir. Ayrıca hamilelik öncesinde periodontal değerlendirme yapılmalı ve dişeti hastalığı mevcut ise kesinlikle tedavi edilmelidir.
Hamilelikte meydana gelen dişeti iltihabı, başlangıç periodontal tedavisi denilen ağız hijyeni eğitimi diştaşı temizliği ve profesyonel cila işlemlerinin uygulanmasıyla birlikte kontrol altına alınabilmektedir. Bu söz konusu işlemler başlangıç halindeki dişeti iltihabının tedavisinde yeterli olacaktır. Ancak hamilelik epulisi dediğimiz lokalize dişeti büyümesi varsa ve bu hastanın çiğneme veya yemek yeme fonksiyonlarını etkiliyorsa cerrahi olarak uzaklaştırılması gerekmektedir. Bu işlemler hastanın ağrı duymaması için lokal anestezi uygulaması ile yapılır. Hamilelikte de lokal anestezik maddeler güvenle kullanılabilmektedir. Ayrıca hastalara cerrahi işlemler sonrasında veya mevcut problemin tedavisinde ; parasetamol türevi ağrı kesiciler güvenle verilebilir.
Penisilin, sefalosforin ve eritromisin türevi antibiyotikler güvenle reçete edilebilir. Hamilelikte tetrasiklin , siprofloksasin ve aminoglikozidler bebeğin hem dişlerinde hemde diğer organlarında harabiyete neden olabileceğinden kesinlikle tercih edilmez.
Tedavi edilmeyen periodontal hastalıkların hamile bireylerde ciddi bir erken doğum riski oluşturduğu (37 haftadan önce doğumun gerçekleşebileceği) ve düşük doğum ağırlığında bebeklerin (2,5 kg’dan az) dünyaya gelebilme riskinin bulunduğu ortaya konmuştur. Periodontal hastalığa sahip hamilelerde periodontal açıdan sağlıklı bireylere nazaran düşük doğum ağırlıklı bebeklerin dünyaya gelme riski 7,5 kat daha fazladır. Yine periodontal açıdan sağlıklı bireylere nazaran periodontitisli hamilelerde 5 kat daha fazla 35 haftadan önce ve 7 kat daha fazla 32 haftadan önce erken doğum riski olduğu bildirilmiştir.
Diş çürüklerinin tedavisi (dolgu uygulaması) şeklindeki kısa süreli dental uygulamalar hamileliğin her döneminde yapılabilir. Ancak daha uzun süreli işlemler (operasyon, diş çekimi) 14 haftadan sonra yapılmalıdır. Çünkü ilk trimesterde (hamileliğin ilk 3 ayı) bebeğin organlarının gelişimi söz konusudur. Son trimesterde (hamileliğin son 3 ayı) ise vena cava kompresyonu sendromuna bağlı olarak ana damarlar üzerine baskı olması sonucu hastada senkop gelişerek erken doğum gerçekleşebilir, çünkü bu dönemde uterus dış uyaranlara karşı oldukça hassastır. Bu nedenle uzun süreli tüm dental işlemler 2. trimesterde (3-6. aylar arasında) daha güvenle uygulanabilmektedir.
Evet. Diğer tüm bireylerde olduğu gibi diş çekimi de hamilelikte güvenle yapılabilir. Diş çekimi dolguya göre daha invaziv bir işlem olduğundan genellikle 2. trimesterde yapılması önerilmektedir.
Hamilelikte de normal bireylerde olduğu gibi radyografi alınabilmektedir. Ancak, klinik pratikte zorunlu olmadıkça radyografi alınması tercih edilmemektedir. Radyografi alınması gerekiyorsa 2. trimesterde kurşun önlük koruyucu giydirildikten sonra alınması daha güvenlidir. Alınacak radyografilerin panoramik filmlerden ziyade problemli bölgeye yönelik lokal periapikal radyografiler şeklinde olması daha uygun olacaktır. Yine, az dozda radyasyon alınması için bu lokal radyografilerin dijital olarak alınması eğer dijital imkanı yoksa hızlı filmlerle düşük dozda poz alınarak analog görüntüleme yapılması uygundur.
WhatsApp us